7 Nisan 2012 Cumartesi

DENGE MEKANİZMASI (HAVF-RECÂ, TAMA’)

“Process alanına (sünnetullaha) müdahale edilemez; o sadece çalışır-ı tespit” ayrı bir konudur. “Bu sistemin seyri ŞUUR’da oluşur” ayrı bir konudur anlatım sadedinde; hakîkât itibariyle her ne kadar TEK ise de…

“Process alanına müdahale mümkün değildir” deyince akabinde şu soru geliyor: “o halde biz ne için çalışalım?” Burada iki bilginin birleşmesiyle farkına varılan bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle bu konuları tefekkür ederken günün birinde şöyle bir sorgulama oldu kendimde, onu paylaşayım sizinle; o sorgulama cümlesi şöyle idi:

Cehennemlik olarak yaratılmış olabilme ihtimaline dahi iman ettin mi? Buna göre düşünce ve davranışlarını sorgulayabiliyor musun? Yoksa kadere imanın lafını mı ediyorsun!..

Bu sözün altında yatan manâ şu idi: Kader kesin ve nettir realitesince; açığa-varlığa(!) çıkış itibariyle 120. günde tespit olunan ve onun açılımını tetikleyen bir, TEK OLABİLİRLİK (said veya şaki) realitesi yanında; bu bilginin açığa çıkış FORMU-farkındalık alanı bakışı gereği (bilincin mekanizmaya bakışı); bilinmezlik-ihtimal-olasılık (her ne dersek diyelim) noktasındaki SÜPER POZİSYON (çok olabilirlik) anlayışı idi.

Şimdi konuya bu bilgiler ışığında bakıldığında, her ne kadar gerçekte sadece “TEK olabilirlik” söz konusu ise ve “ÇOK olabilirlik” söz konusu değil ise DE! O azametli sistemde açığa çıkmış (çok olabilirlik algısı) bir tek şey’in dahi manâsız olamayacağı realitesince (çünkü her açığa çıkış bir HATIRLATICIDIR).. Yukarıdaki soruya böyle bir pencereden de bakılabilir anlamında olarak; zaten işlevde olan sistemin, mekanizmasından anlayışım kadarıyla fark edebildiklerimi paylaşmak istiyorum sizlerle..

Nedir o mekanizma?

Hepimizin bildiği üzere, düşünce ve ameller noktasında olması gereken duruş (DENGE) olarak anlatılan bir anlayış vardır ki; DİNde “havf ve reca” arasında olmak derler adına… Ben buna DENGE MEKANİZMASI diyorum!..

Şöyle ki; said veya şaki olarak yaratılmış olma ihtimali-olasılığı ALGISI(!) (hangi açığa çıkış ile tespit olunduğunun bilinememesi) ÇOK olabilirliği yansıtırken; İLLÂ ki said veya şâki olarak tespit olunmuşluk ve açılımı REALİTESİ, TEK olabilirliği yansıtmaktadır. Ve bu iki BİLGİ AYNI ANDA ele alındığında:
  1. 1. Bakış:
Süper pozisyon(çok olabilirlik algısı) itibariyle kişi(!) şaki olmuş olabilme olasılığını hatırlayarak(!) havf (korku) ile konuya yaklaşım sağlayacak; said olmuş olabilme olasılığını hatırlayarak(!) da reca (ümit – said olarak tespit olunmuş olma ümidi) anlayışını muhafaza edecek ve bu DENGE anlayışıyla; “ELİNDEN NE GELİYORSA” ortaya koymak-esma özelliklerini açığa çıkartmak gayretinde olacaktır!…

Ülaikelleziyne yed’une yebteğune ila Rabbihimül vesiylete eyyühüm akrebü ve yercune rahmeteHU ve yehafune azâbeHU, inne azâbe Rabbike kâne mahzûra; Onların dua ettikleri (şeyler), Rablerine yakınlaşmak için vesile ararlar. O’nun rahmetini umarlar ve O’nun azabından korkarlar! Muhakkak ki senin Rabbinin azabı, sakınılması gerekendir! (Allah İlminden Yansımalarla Kur’an-ı Kerim Çözümü, İsrâ-57)

Tabi ki asıl ve TEK realiteyi göz ardı etmeksizin… (TEK olabilirlik) Burası şart; imanın şartlarından!.. BİL KADERİ…

Yukarıdaki sözün “Cehennemlik olarak yaratılmış olabilme ihtimaline dahi iman ettin mi? bölümü şek ve şüphe olmayan TEK olabilirliğe imanı anlatım içindir…
  1. 2. Bakış:
Diğer bir bakışla(!) TEK OLABİLİRLİK bilgisi kendisine ulaşmış kişide(!) şaki olarak tespit olunmuşluk bir havf-korku, endişe açığa çıkaracak ve buna mukabil said olarak tespit olunmuşluk ise bir reca-ümit halini meydana getirerek, yine DENGE anlayışını bilinçte UYARACAK ve akabinde yine “ELİNDEN NE GELİYORSA” yap anlayışına yönlendirecektir kişiyi!..

Kul ya ‘ıbadiyelleziyne esrefu alâ enfüsihim lâ taknetu min rahmetillâh* innAllâhe yağfiruzzünube cemiy’a* inneHU “HU”vel ĞafûrurRahıym; De ki: “Ey nefslerinin hakkını vermede israf etmiş kullarım (benliğinin hakikatini yaşamak yerine ömrünü bedensellik yolunda harcamış olan)! Allâh Rahmetinden ümit kesmeyin! Muhakkak ki Allâh bütün suçları (tövbe edene) mağfiret eder… Muhakkak ki O, Ğafûr’dur, Rahıym’dir.” (Allah İlminden Yansımalarla Kur’an-ı Kerim Çözümü, Zümer-53)

EL ĞAFÛR… Allâh Rahmetinden asla ümit kesilmemesi gereken. Gerekli arınmayı yaptırtarak Rahıymiyetin nimetlerine erdiren. Rahıym ismini tetikleyen! (Ahmed Hulûsi)

İnnelleziyne yetlune KitabAllâhi ve ekamus Salete ve enfeku mimma razaknahüm sirran va alaniyeten yercune ticaraten len tebur; Muhakkak ki Allâh’ın Kitabını “oku”yanlar, salâtı ikame edenler ve kendilerini beslediğimiz yaşam gıdalarından, gizli – açık, Allâh için karşılıksız bağışlayanlar, asla kaybetmeyecekleri yatırımı yaptıklarını umabilirler! (Allah İlminden Yansımalarla Kur’an-ı Kerim Çözümü, Fâtır-29)

Tabi bu anlayışlar (bu bakış açıları), kendilerine ulaşan bilgileri en azından değerlendirmeye çalışan (iman ehli) kişiler(!) noktasında, yoksa kendisine bilginin ulaşmadığı(!) kişiler TEK OLABİLİRLİK’i duyacak “niye çalışayım o zaman” diyecek, yatacak.. ÇOK OLABİLİRLİK’i duyacak; sürekli erteleyecek TANRISI ile olan randevusunu..

Rasûlullah Efendimiz’in “siz her halûkarda çalışın; ne kolaylaştırılmışsa onu başaracaksınız” anlamındaki açıklamaları; bakış açısına göre değişkenlik gösterebilecek yukarıdaki iki (2) bakıştan, birinin değerlendirilmesine ve bu DENGE’nin (havf-reca) açığa çıkış mekanizmasını fark etmeye; getirisi olarak da yaşamaya işaret olsun diyedir; elbette anlayışım kadarıyla..

Yine Rasûlullah Efendimiz’in (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
Mü’minler, Allah indindeki ukubeti/azapları bilselerdi, hiç biri Cenneti ümid etmezdi. Kâfirler de Allah’ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilselerdi, hiç biri O’nun rahmetinden/ cennetinden ümid kesmezdi.” (Müslim, Tevbe 23 hadis no: 2755; Tirmizî, Deavât 108, hadis no: 3536; Kütüb-i Sitte Terc. c. 6, s. 355)

Rasûlullah Efendimiz’in yukarıdaki hadisi bu denge mekanizmasına işaret eden müthiş bir işarettir-tespittir-tebliğdir!..

“B” harfi ilmi gereğince kadere iman (Bil kaderi) etmiş mahâl içinse; çok olabilirlik bir anlam(!) ifade etmeyecek; o sadece işlevini HATIRLAMANIN(!) ve İLMİ-nin gereği fiilleri ortaya koymanın yaşantısında (cennet) olacaktır!.. ZATen OL-AN OLmuş ŞUUR-uyla!..

Bir kez daha ifade edelim ki; TEK OLABİLİRLİK’e, BİL KADERİ sırrınca imanı-ikânı yaşayan, KİŞİLİKTEN ARINMIŞ olan için durum farklı değerlendirilir elbette…

TEK OLABİLİRLİK’i göz ardı ederek sadece ÇOK OLABİLİRLİK algısı-zannı (şirk) içerisinde yaşamını devam ettiren kişi(!) içinse STRES ve onun getirisi sıkıntılarla dolu bir yaşam süre gidecektir… Bu Rabb-ül Âlemiyn’e iman edilememesinin tabî bir cezası-sonucudur. (http://www.ahmedhulusi.org/yazi/yanmamak.htm)

Zira RABB-ÜL ÂLEMİYN’e iman ile TEK OLABİLİRLİK’e iman arasında doğru bir orantı vardır. Hatta denilebilir ki RABB-ÜL ÂLEMİYN’in mekanizma ismi ile açığa çıkışı-seyridir TEK OLABİLİRLİK, anlayışıma göre… (Seyr derken beşeri bir seyretme anlamında değil; açığa çıkış-oluş-şe’n anlamında olarak)

Dikkat edilirse TEK OLABİLİRLİK realitesi yanında, sistemde ÇOK OLABİLİRLİK algısının(!) açığa çıkışı (ki bu yaratılışın-terkipselliğin gereği-zorunlu açığa çıkışıdır) muazzam, muhteşem, mükemmel(!) bir nimettir.. Aslında bu DENGE MEKANİZMASINI öncelikle fark eden, daha sonra da idrâk eden için inanılmaz kapılar açılır bilinçlerde anlayışıma göre..

Bu DENGE MEKANİZMASININ farkındalığı, kader mekanizmasının(!)-Sünnetûllah’ın kesin ve net ve değişmez olduğu realitesinin (mikrodan makroya) fark edilememesi aşamasındaki vehmi(!) ortadan kaldırmaya yardımcı-basamak olacak ve kişinin beyninde-varlığında mevcut esma kuvvelerini değerlendirme yoluna giderek “ELİNDEN NE GELİYORSA YAP” anlayışını KOLAYLAŞTIRACAK-TETİKLEYECEK çok önemli bir mekanizma farkındalığıdır!..

Aynı zamanda bu DENGE MEKANİZMASI, kader kesin ve nettir bilgisine karşılık “o halde rasûller ve nebiler niye gelmiş?” diyebileceklere de önemli bir bakış açısı getirir seyri mümkün olabilirse kanaatime göre.. Zira TEK OLABİLİRLİK ile açığa çıkan mekanizmada; mekanizmanın DÛNUNDA olmaksızın(!), mekanizmanın birer özelliği olarak açığa çıkan RİSÂLET ve NÜBÜVVET işlevleri; RASÛL ve NEBİLERİN açığa çıkışlarının NEDENSELLİĞİNİ ortadan kaldırmaz; tam aksine mekanizmada-SÜNNETÛLLAH’ta açığa çıkışlarını GEREKLİ KILAR anlayışıma göre…

Ve lâ tüfsidu fiyl Ardı ba’de ıslahıha ved’uhu havfen ve tame’an, inne rahmetAllâhi kariybun minel muhsiniyn; DÜZENE SOKULDUKTAN sonra arzda bozgunculuk yapmayın… KORKARAK ve icabet edeceğine İNANARAK O’na dua edin! Muhakkak ki Allâh RAHMETİ MUHSİNLERDEN yakındır. (Allah İlminden Yansımalarla Kur’an-ı Kerim Çözümü, Âraf-56) ayetinin üzerinde durmak ve tefekkür etmek bize bu anlayışı kolaylaştırabilir…

Ancak asla akıllardan çıkarılmaması gereken realite TEK OLABİLİRLİK noktasıdır! Zaten bu fark edilmeden veya buna iman edilmeden DENGE-nin bilinçlerde açığa çıkışının önü açılmayacaktır anlayışım kadarıyla.. Neticesi ise dengeliyim ZAN-nıyla dengesizleri görmeye devam etme olur ki; bu da ancak ZAN olur anlayışım kadarıyla… http://okyanusum.com/denge.html

Ve ma lehüm Bihi min ‘ılm* in yettebiune illezzann* ve innezzanne lâ yuğniy minel Hakkı şey’a; Oysa bu hususta onların bir ilmi (delilleri) yoktur… Onlar ancak zanna uyuyorlar! Muhakkak ki zan, gerçeği yansıtmaz! (Allah İlminden Yansımalarla Kur’an-ı Kerim Çözümü, Necm-28)

Esasen konu detaylandırılabilir ancak yazının, gereğinden uzun olmaması iyi olacaktır diye düşünüyorum..

Bunlar anlayabildiklerimdir “B harfi” ilmi ve “El Âhad ûs Sâmed” ilmi doğrultusunda..

Şüphesiz Allâh, Hakk’a hidâyet eder; O ve Rasûlü’dür ancak doğruyu bilen!

ES SELÂM’ın yansıdığı her noktaya; kardeşlerime SELÂM olsun!.

Mustafâ Alp
05.04.2012
İZMİR

Hiç yorum yok: