Bu deneydeki düğmeye basma fiili gibi; bedenin de bütünüyle bir
fiil olduğu bilgisini hatırlar isek ve bunun da ötesinde varlığın TÜMünün bir fiil
hükmünde olduğunu düşünebilirsek eğer,
bu deney belki bize farklı kapılar da açabilir..
Esasen altı (6) saniye anlatımı orjin-dalga yapıyı anlamaya, oradan
da kuantum potansiyeli anlamaya bir basamak olsun diyedir. Zira kendini beden
boyutu itibariyle kanıksamış (kendisini biyolojik GÖZ zanneden) yapının dalga
yapıya olan bakışının bir ifadesidir ya da OKUNMUŞ mekanizmanın bir TESPİTİDİR
6 saniye..
Çünkü bu işlemi fMRI yani bir çeşit rezonans-dalga-titreşim
çözücü-görüntüleyici ile tespit edebiliyoruz. Yani hem cins olmayan alanların birbirine bakışı var!
Altı (6) saniye algısı da bu sebeple meydana gelmekte.. Dalga yapı bakışı(!)
itibariyle bir 6 saniyeden söz etmek asla mümkün değildir! Hem cins hem cinsi değerlendirebilir realitesi gereğince.. OLUŞ
anda OLUP bitmektedir!
Beden zannında olan bir yapı için 6 saniye önce olan nöral aktivitenin
esiri olduğunu ve bunun ürkütücü-korkutucu olduğunu düşünmesi gayet
normaldir; çünkü bu bakış aynı zamanda ikilik anlayışının bir ifadesidir ki; ikilik
ise vehimden kaynaklanır, aslı olmayan bir şekilde; o da korkuyu TETİKLER!.
Burada altı (6) saniye her ne kadar bir zamansal-ın ifadesi ise de
gerçekte boyutsal-lığı anlatır bize..
Bir AN, bedeninizin, bu evren olduğunu düşünün! Ve aynı deneye
muhatap kaldığınızı.. Buradan anlayışıma göre şu çıkar ki; frekans-dalga vücûd-tan
varlık sahasına(!) çıkan her oluş külli iradenin kararının(Kün fe yekün) altı
(6) saniye(!) sonra varlık sahasında göze(!) görünüşünden veya ef’âlini ortaya
koyuşundan başka bir şey değildir!.
Şöyle de diyebiliriz ki; düğmeye basma anı ya da bedenlerimiz ya da
varlığın tamamı(ef’âli) belli anlamları ihtiva eden frekans okyanusunun göze göre(!) açığa çıkışlarından başka
bir şey değildir..
Gerçekte asla bir “ikinci” yapı söz konusu değil!. “Bedenleriniz
ruhlarınız, ruhlarınız, bedenlerinizdir” (SAV)
Nitekim Prof. John-Dylan
Haynes “Kişilerin düşüncelerinin beyin
aktivitelerinin içinde kodlandığını tespit edersek düşünceler ile beyin
aktivitesi arasında ayrım yapamayız. İki ayrı uzayda var olan ayrı şeyler
olduklarını farz etmek yerine aynı fiziksel işlemin farklı görünümleri olduğunu
düşünüyoruz. Bu yüzden bilinciniz beyin aktivitenizdir.” diyerek bu
anlayışa bir yaklaşım sağlamıştır. Ayrıca "Deneyler gösterdi ki bu genişleyen, belirleyici-rastgele olmayan bir
mekanizmadır.” derken de bu deney ile gözlemlenen mekanizmanın, açığa
çıkışta mikrodan-makroya geçerliliğine işaret etmiştir anlayışıma göre..
Kuantum potansiyelde var olan (var olduğunu açığa çıkışını
yaşattıktan sonraki seyriyle fark ettiren) sonsuz-sınırsız özelliklerden bir
özelliktir ki; aynı tekin farklı açığa çıkışlarının birbirlerine olan sinyalizasyonu-çözümü
boyutsal-lık ve zamansal-lık algısını oluşturmaktadır. Altı (6) saniye algısı
da buradan meydana gelmektedir..
Bir kez daha vurgulamak gerekirse, esasen altı (6)
saniye anlatımı orjin-dalga yapıyı anlamaya, oradan da kuantum potansiyeli
anlamaya bir basamak olsun diyedir. Diğer bir ifadeyle mekanizmasını fark ettikten
sonra altı (6) saniye kavramı halen hükmünü
yitirmiyorsa bilinçlerde henüz TEK YAPI-ORJİN VARLIK anlaşılmamış
demektir anlayışıma göre..
Özetle diyebiliriz ki;
Potansiyelde var
olan(!) özelliklerin nasıl bir sistem ile (TEK olabilirlik - tetikleme) açığa
çıktığını fark etmek; o boyutsallığı (sanallığı) idrâk etmek, neticesinde de
bedensellik kaydından-sinyalinden kurtulmaya basamak olsun diyedir bu anlatım
ve diğer bütün anlatımlar anlayışıma göre.. Ve ASLA mekanizmadan ayrı bir
gözlemleyen bilinç varlık olmadığı realitesince!..
ES SELÂM isminin işaret ettiği manâ dalgalarının beyinlerden açığa
çıkışını yaşamak duasıyla…
OKUMAK – ÇÖZÜM kolaylaşmış ola inşaAllah hepimize!..
mustafâ alp
15.03.2012
İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder