Dublajın olmadığı TEK HAKİKAT var O da SESLENİŞ!.. Yeryüzünde programları gereği hakikatini bilen ve gereği bilgiyi hakikatinden yansıtan-seslenen rasuller-DİLLER olduğu gibi yeryüzünde..
Hakikatine örtülü; seslendirmede (dublajda) olanlar da var .. Kendi-ORJİN sesini hiç işitmemiş(!) ve hiçbir fikri olmayan; ÖZ’üne yabancılar var.. Kendilerini bilemedikleri için de; farkında olmadan hizmet etmekteler kulluklarının gereği; bazı bilgiler kendilerine ulaşmış olsa dahi..
Sesleniş seslendirmeyi de kapsamına alıyor; diğer bir ifadeyle SESLENİŞte seslendirme de var ehillerince farkedilen.. SESLENİŞ de kendi nev’inden HİZMETtir ki; adına RİSÂLET-RASÛL denilen…
Hakikatinden gafil olana FABL’dan öte değildir bu hayat; ister biyolojik bedende olsun o seslendirme, ister dalga beden de.. İkisi de AYN TEK değil mi zaten!. “Ruhlarınız bedenleriniz, bedenleriniz ruhlarınızdır” (SAV) Netice de hayvan-enam’dır seslendirilmekte olan.. Varlığı KABUL EDİLİŞ ile var sayılan bir beden-vücût…
SESLENİŞTE olana ise; beden ismiyle işaret olunan, tümüyle birkaç HARF(!) hükmünde; asıl VÜCÛD-Kuantum Potansiyel’den patlayan bir uzuv olarak!.. (makro-mikro iki yönlü olarak)
Seslendirmeden (dublajdan) SESLENİŞE bir yolculuktur(!) hayat… Nihayetinde ya kavuşursun ORJİN sesine ya da hasretiyle tutuşur, özleminde yanarsın ya da hiç haberin dahi olmaz böyle bir şeyden ve kendi sesim diyerek ZAN üzere yaşarsın; uyanma vakti gelene değin…
SESLENİŞE geçmiş olan seslenir her an TAM DAVET ile diğerlerine(!) “Duyun sesimi, işitin bu hakikati, sizde o hakikat; boşa geçirmeyin günlerinizi, kendinize dönün, yönelin özünüze, erin felaha, bırakın seslendirdiklerinizi, seslenin, SES olun! SES olun ve ŞEKİLLENİN bir o diyarda-beyinde bir bu diyarda-beyinde.. İşte ondan sonra güzeldir dublaj; asıl sesine vakıf olduktan sonra; tadına doyum olmaz..
Kuantum potansiyelin her an SESLENİŞİ - o seslenişin makro BEYİN’de şekillenmesi-açığa çıkmasıdır bu evren(!) Her ŞEY’den SESLENİR-RİSÂLET sana Muhammedi Hakikat’ten (Kuantum Potansiyelden)
Aynı SESLENİŞ mikro beyine de yansır-ulaşır her an!. Kİ; “Rabbimiz…Bari bize Rasûl irsal etseydin de senin işaretlerine uysaydık ve iman edenlerden olsaydık” diyecek olmasalardı (Rasûl irsâl etmezdik). Kur’an- Kerim Çözümü-Kasas Sûresi-47 ayeti vukû bulsun diye!..
Potansiyelinizde var olan ORJİN SESİNİZLE (sonsuz-sınırsız özelliklerle) rol almak varken bu sahnede ve bu her an “ORJİN SES’in SESLENİŞİ”ile tebliğ olunuyorken; işin dublajında kalmak NİYE!
Seslendirmeden (dublajdan) SESLENİŞE bir yolculuktur(!) HAYY’at; erilen noktanın bir son olmadığı edebinde olarak!..
“SİSTEMİN SESLENİŞİ”ne kulak verenler umulur ki “AN OLUR”o seslenişe dahil(!) olurlar; elbette Bİ-iznillâh…
mustafâ alp
25.02.2012
İZMİR