Organ bağışı konusunda gelen soruların çokluğu, bu kısa yazıya vesile oldu.
Öncelikle bilinmelidir ki, bu konuda kesin bir hüküm, ne Kur'an'da ne de Rasûlullah (as) bildirilerinde yoktur.
Hükmü olmayan bir konuda ise "bu konu kesinlikle şöyledir" denemez.
Belki "anlayışa göre" o işin isabetinden söz edilebilir…
Benim bu konudaki görüşüm ise şöyle:
Gün olur bağışlanması düşünülen bu organlar laboratuvarlarda üretilir ve senin bağış yapmana gerek kalmayabilir.
O zaman insanlığa ne vereceksin?!
Derdin gerçekten vermek mi, yoksa nasıl olsa öldük mü?.. Sorgula..
Kendini sonlu-sınırlı bir beden zann-etmenin bir sonucu, yaşamını sürekli alıcı olarak geçiren, verdiğinde de karşılıksız vermeyen bir anlayışın, gider ayak Tanr'ının gözüne girme çabaları ne kadar fayda verir bilmiyorum..
Çoğunlukla beden algısı ve kamu şartlanması ile ele alınan bu konuyu, iyi bir düşün...
Verici olmak güzel ve özel bir meziyettir. İnsana çok şeyler kazandırır…
Ancak bu pek yüce özelliği, algımızı değişme-mişken kullansak.. Nasıl olurdu..?
Sen yine istersen bağışla organlarını; ben bağışlama demiyorum, bağışla da demiyorum ama bir düşün şu anlattıklarımı..
Belki fark ettire-bilirim ne demek istediğimi..
Yaşam boyu “Ego”ya dönük, insanlığın yararına kullanılmamış, kaçınılmaz ölüm geldiğinde, "bari" kabilinden bağışlanan organlar ne anlam ifade eder, yine de bilemiyorum..
Takdiri size bırakıyorum..
Şimdi gelin bir de şöyle düşünelim..
Öldükten sonra bağışlanan organlar... Bir anlayış.
Ölmeden önce bağışlanan BEYİN... Yeni Bir Anlayış…
Birincisi, ölmeden önce belli ölçülerde bağışlansa da tamamı bağışlanamıyor...
İkincisinin ise öldükten sonra bağışlanması ASLA mümkün değil...
Zaten diğer organların tamamının bağışlanabilme şartı da "BEYİN ÖLÜMÜ"!.!!..
Fesûbhanallah!.
Burayı çok iyi tefekkür etmek gerek.. Düşünen Beyin için burada ibret var.
Benim anlayışım o ki; insan organlarını, boyutunu değişme-mişken bağışlamalı...
Kalbini, gözünü, ciğerini ve en önemlisi fiziki ölüm ile bağışlanması mümkün olmayan BEYNİNİ!..
Tüm bedenin-organların Beyninin hizmetinde..
Peki Beynin kime-neye hizmet ediyor.?
Varlığını-tüm bedenini, yaşam boyu insanlığın yararına ve kendilerini tanımalarına hizmet için kullanmak; onları bağışlamak demektir ve bağışların en yücesi de budur anlayışıma göre..
Varlığını yok edip, insanlığa bahşedip; kendilerini tanımaları ve sonsuz yaşam gerçeği konusunda faydalı olmak...
Ama bir birim ama on birim, bu yolda-bu hizmette olmak...
Muhammedî olmak son gününde değil, her gününde; üçünü-beşini değil, tüm bedenini-varlığını insanlığa hizmet yolunda bahşetmektir...
Bunun sırrı ise insanlığa BEYNİNİ bağışlamaktır!..
Öldükten sonra değil, “ölmeden önce” bağış-lana-bileni bağışlamaktır...
Böyle bir bağışın yerini ne tutabilir..
Ben bundan yüce bir bağış bilmiyorum sevgili dostlar...
Doğumunda ve ölümü tadışında "Ümmetî" diyen BEYNİN vârisleri olabilmek duasıyla...
Selâm…
Mustafâ Alp
19.09.2014
İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder